Çiçekler içinde en sevilenlerden olan papatya yetiştirilmesi ile ilgili olarak genelde evde yetişir mi yoksa yetişmez mi sorususu sorulur durur. Kafanızda cevaplanmamış soru kalmasın diye papatyalar ile ilgili yararlı bazı bilgileri sizlere sunmak istiyoruz.

 

İklim: Tıbbi Papatya iklim koşulları durumundan seçici değildir . Hem Bir nemli hem bir de kuru bölgelerde yetişir . Nem ve yüksek olmayan ısı verimi yükseltir; ama uçucu yağ verimine ve kalitesine tesiri yoktur . Yaz yağmuru bol kalan yerlerde sonbahar ekiminden bitki gelişimi aksi etkileneceğinden randıman ve uçucu yağ kalitesi düşük olabilir . Az gün koşullarında uzun gün bitkisi olarak hiç çiçek açmamaktadır . Rozet halinde kıs soğuklarına sağlam olup , ilk çıkışta kıs donlarına hassastır .

Toprak: Yüksek kalitede iyi ürüne humusça zengin kumlu topraklarda erişilebilir . Humus eksikliğinde randıman düşmektedir . Papatya değişik asitlik derecelerindeki topraklarda yetişmektedir , ama normal ile yüksek asitli toprakları seçim eder . 5 – 6 lık pH da maksimum çiçek verimi ve uçucu yağ ölçüsü oluşmaktadır . Yüksek asitli topraklarda papatya gösterişli metal toplamaktadır .

 

Münavebe: Arka arkaya ekilebilir kalan papatya ön bıktı talebi yoktur; ancak tahıl ile çapa bitkilerinden bir an önce sonra ekimi uygundur .

 

Ekim: Papatyada doğrudan tohum ekiminde 2 basit metot vardır bir . sonbahar ekimi 2 . ilkbahar ekimi

 

İlk ürün hasadından bir an önce sonra pullukla çok derin olmayan bir işlem yapılmalıdır . Ecnebi ot sorunu olmayan , iyi yapıdaki topraklarda ve çok senelik papatya yetiştiriciliğinde pulluklu sürüme şart yoktur . Tohum yatağı derin olmamalıdır . İyi derlenmiş ince yapılı bir tohum yatağı hazırlanmalıdır . Ekimden öncelik olarak ekim alanı tekrar bir merdane  işlenir .

 

Sonbahar ekiminde çeşide karşı ekim sonundan kasım sonuna civarında ekim yapılaması uygundur . Ekim süreci bitkinin kış soğuklarına dayanabilmesi için 6 – 8 yapraklı döneme ulaşması durumundan mühimdir . Kışlık ekim az gün koşullarında uzun bir vegetatif ilerleme olanağı sağlar ve bu sayede yüksek randıman alınır . İlkbaharda randıman düşmektedir .

 

Çok senelik üretim yapılacaksa hasattan bir an önce sonra hasat artıkları temizlenin ve derin bir sürüm yapılmaz ve sonbaharda benzer tarlada tekrar çıkma olabilir ( dökülen tohumlardan ) . Bu biçimde dökülen tohumlarla yapılmış olan ekimde randıman düşüşü olmaz . Ekim rüzgârsız havada yapılmalıdır Tohum ince kum veya benzeyen bir şeyle karıştırılır ve ekilir . Dekara 200 – 300 gram arası tohum atılır . Papatya gün ışığında çimlenen bir bitki olduğu için ekimden bir an önce sonra üstü toprakla kapatılmamalıdır . tam olarak Rüzgârla uçmasını önleyecek biçimde ekim çizgisi yapılmalıdır . Sıra arası mesafesi iklim ve toprak kurallarına karşı 15 – 45 santimetre aralarında değişir .

 

Gübreleme: Papatya azot seven bir bitki olduğu takdirde çok azot çok boylanmaya ne sebeple olabilir . Azotla çiçek verimi ile yağ oranı yükseltilebilir ama kabul görmeyen vegetatıf aksamlar çiçekten 2 kat çok gelişir . Uçucu yağ içeriği gübreleme sonucu etkilenmiyor olsa da birleşim etkilenecektir .

 

Sulama: Tohum ekiminden bir an önce sonra toprakta yeteri nem yoksa koşulacak gösterişli olmayan bir sulama çimlenme ve çıkışa yararlı olacaktır . Sonrasında ise bitkinin gelişimi toprak ve yağış miktarına karşı sulama yapılıp yapılmayacağına hüküm verilmelidir .

 

Yabancı Ot Mücadelesi: Son bahar ekimlerinde bitkinin çıkışından bir an önce sonra ve onu takıp eden ilkbaharda makine çapasıyla toprak işlenmelidir . 4cm e civarında tırmıkla tarla islenebilinir ( 6 yapraklı devreye civarında ) . Yüksek verimli çeşitlerde meşgul bir bakım gereksinimi vardır . Papatya bu vaziyette çapa bitkisi statüsünde bulunmaktadır .

 

Hastalık ve Zararlılar: Bütün ürüne kayıp verebilecek bir hastalığa veya zararlıya rastlanmamıştır .

 

Kimyasal Mücadele: Şu an papatya tarımında kullanım alanına müsade verilmiş bir kimyasal yoktur . Hedeflenen kaliteye ulaşabilmek için ecnebi otlarla uğraş etmek kaçınılmazdır .

 

Hasat: En uygun hasat süreci çiçeklerin 2/3ünün açıldığı vakittir . Çiçek açma çağından bu yana 2 defa hasat edilebilir . Hasat elle toplama veya tarakla hasat yapılmaktadır . Tıbbi papatya tarımının geliştiği ülkelerde hasat , hasat makineleri ile yapılmaktadır .

 

Kurutma: Hasattan bir an önce sonra en geç 2 saat içerisinde çiçekler kurutma adına nakledilmeli ve kurutma işlemine başlamalıdır . Yoksa içeriğinde mühim farklılıklar meydana gelmektedir . Artan ısı derecesi ile uçucu yağ oranında düşüş yaşanmaktadır ( kamazulende %30 civarında ve apigeninde %40 civarında ) . Kurutma kuru ve nemsiz bir ortamda yapılmalıdır . Bitkilerin sergi kalınlığı 5 santimetre’yi geçmemelidir .  tam olarak Yoksa kızışma ve küflenme olabilir . Kurutma oranı 4 , 5:1 ve5:1 dir . Droglar iyi havalanmış odalarda 25 derecenin altında depolanmalıdırlar .

 

Ambalajlama: Kalite ve kullanım alanına bağımlı olarak ürünler değişik paketlenmektedirler . Mesela eczaneler için karton veya ahşap kasalarda paketlenmeli , kesinlikle plastik ambalajlar kullanılmamalıdır .

 

Verim: Papatyadaki randıman yüksekliği çok değişkendir . Toprak , iklim ve seçilen çeşide karşı randıman 100 kg/da ile 200 kg/da aralarında değişir . Uçucu yağ verimi %5’in üstünde kalan çeşitler seçim edilmelidir . Yüksek kaliteli uçucu yağa sahip tipler kıyasen düşük ürün verse de işletmeler açısından fazladan çok seçim edilirler .

Saksıda Papatya Bakımı İle İlgili Bilgi

Bir Akdeniz bitkisi olarak bilinen Papatya , yaz aylarında doğada açan çiçekleri yardımıyla bütün kişilerin beğenisi şampiyon çok senelik otsu yapıya sahip bir bitkidir . Ülkemizde Ponpon Papatya olarak tanınan ” Matricaria ” cinsi papatyalar ilk olarak Akdeniz Bölgesi olmak üzere birden çok yerde yetiştirilmektedir . Compositae familyasına ait olan bir bitki  Papatya , günümüzde birden çok ilginç kültür türü olsa da doğada yabani olarak yetiştiğinde solgun ya da beyaz nitelik çiçeklere sahiptir . Kokulu çiçek açan türleri de yer alan Papatya’nın çiçek tablasının iç yapısı boşluk halindedir . Ilıman iklimlerde yetişen bu bitki , bir takım türlerde değişmekle beraber genellikle Nisan sonu , Haziran baş çiçek açar .
Baharın habercisi olarak da tanınan Papatyalar , bahar sonlarında meşgul güneşin ve ılıman iklimin yardımıyla çabuk bir biçimde çiçek açtığından Mart ayından bu yana ekim yapılabilir . Dış mekanda Papatya yetiştirilmesi Mart en başında Papatya tohumlarının ekilmesiyle başlar ve izini süren dönemde de bitki çabuk bir büyüme sürecine girer . Çok ince bir tohum yapısına sahip olan Papatya’nın araziye çok sık sık bir biçimde ekilmemesi gerekir . İnce tohumların çabuk filizlenebilmesi ve bitkinin ergen duruma ek olarak çabuk gelebilmesi amaçlı mesafeli ekim yapılması gerekir . Papatya’nın bir öte özelliği de , ince tohumların üst kısmına toprak atılmadan ekilmesi gerektiğidir .
Papatya tohumları üstünde açık kalacak biçimde ekilir ve hafifçe bastırıldıktan bir sonra ilk suyu verilir . Tohumun ekilmesi anında çok basınç uygulanması filizlenme işleminin gerçekleşememesine ne sebeple olabileceğinden , bastırılma işlemine uyarı edilmesi gerekir . Papatya ekimi anında mesafeli ekim yapılmaması , tohumların üzerinin kalın bir toprak tabakasıyla örtülmesi ya da toprağın çok bastırılarak sertleştirilmesi buna benzer durumlarda eyreltme işlemi uygulanarak bitkinin ek olarak sağlıklı bir biçimde gelişmesi sağlanabilir . Bu tür durumlar Papatyaların çok cılız bir biçimde gelişmesine ya da hiç gelişmemesine ne sebeple olduğu buna benzer bitkinin çok uzayarak yapısının bozulmasına da neden olabilir .
Papatya toprağı seçiminde toprağın hafif bir oranda killi olmasına da uyarı edilmesi gerekir . Serada bahar en başında yapılmış olan ekimler daha önce toprağın havalandırılması , bitkinin ek olarak çabuk büyümesini sağlayacaktır . Papatya killi toprak haricinde kireçli toprakları da seven bir bitkidir ancak topraktaki kireç oranın da çok çok olmamasına uyarı edilmelidir . Çiçekleri uzun saplı olduğu amaçlı güneş ile arası çok güzel olan bir bitkidir Papatya , açık alanların haricinde bordür bitkisi olarak da yetiştirilebilir . Yabani Papatyaların boyları 15 – 30 santim aralarında olmasına rağmen günümüzde kültür ortamında üretilen bir takım bodur türleri de bulunmaktadır .